Türkiye`nin kuzeydoğusunda da bulunan Kafkas engereği gibi çok zehirli birkaç tür dışında ısırıkları ölümcül olabilecek yılan pek yoktur. Gene Güney ve Güneydoğu Anadolu dışındaki akrep, çıyan gibi sürüngenler soktukları zaman çok acı vermelerine karşın tropikal bölgedeki akrabaları kadar tehlikeli değildir.
Sanıldığının aksine, zehirli haşarat arasında arılar `anaflaksi` dediğimiz çok şiddetli allerjik reaksiyona yol açmaları dolayısıyla yılan ve akreplerden daha tehlikelidir. Özellikle bahar ve yaz aylarında birden çok yabanarısının sokması, doğru yaklaşımda bulunulmadığında ölümcül olabilir. Bu tür haşarat sokmalarında ölüm tehlikesi küçük ve ileri yaş gruplarında daha fazladır.
Her türlü zehirli hayvan ısırığı veya sokmasında ilk ve en önemli yaklaşım çok süratli bir şekilde zehrin yayılmasını engellemek için ısırılan bölgenin üstüne, gövdeye yakın kısmına turnike dediğimiz boğma işlemi uygulamak ve ısırılan bölgeyi kanatmaktır.
Yılan sokmalarında 5-10 mm, akrep sokmalarında 3-5 mm, yabanarısı sokmalarında 2-3 mm diklemesine uzvun eksenine paralel vaziyette cilde batırılan bistüri bol kanamaya neden olur. Bu sayede zehir süratle vücuttan atılır. Bu kesi sonucu oluşan kanama basit, yüzeysel baskıyla kolaylıkla durur. Şayet kanatmada gecikilmişse zehirli kan ekstaktör (vakumlu enjektör) ile çekilmelidir. Bu tür aparattan yoksunsanız eskilerin adale ağrılarında kullandığı ``şişe, bardak çekme`` denen yöntemden de yararlanabilirsiniz. Bir çay bardağının içine atılan alkollü pamuk yakılır, hemen ardından bardak ısırık bölgesinin üzerine kapatılır. Birkaç saniye içinde bardaktaki oksijenin tükenmesiyle oluşan vakum, çizilen ısırık bölgesini kanatmak suretiyle zehrin uzaklaştırılmasını sağlar. Bu yönteme yılan ısırıkları dışında pek gerek duyulmaz. Zira diğer haşarat sokmalarında bistüriyle kesi sonucu oluşturulan kanama yeterlidir. Isırık bölgesi asla emilmelidir, çünkü zehir ağızdan geçerek emen kişiyi de kolaylıkla etkiler.
Zehrin vücuttaki etkisi kişiden kişiye ve bağışıklık sistemine göre değişir. Bazı kişilerde ısırık-sokma bölgesiyle sınırlı kalır. Tüm vücudu etkileyen ağrı, kızarıklık, kaşıntı, şişme ve his azalmasına, bir başkasında arı sokmasında bile solunum güçlüğü, tüm vücudu etkileyen kızarıklık, çarpıntı, tansiyon düşmesi, gözlerde kızarma ve şişme, bulantı, kusma ve karın ağrısına yol açabilir. Bazen de bu tablo larinks ödemine (gırtlağın şişip daralması) bağlı solunum yollarında tıkanma sonrası ölüme kadar gidebilir.
Yapılması gerekenler:
*Isırılan ya da sokulan kişi ıstirahate alınmalıdır. (hareketle zehir yayılır)
*Sokulan veya ısırılan uzuv kalp hizasının altında tutulur. (alt uzuvdaysa kişi ayakta tutulur veya ayakları boşluğa sallandırılarak oturtulur)
*Kanatma işlemine geçilinceye kadar,ısırığın üstüne,vücuda yakın kısımdan turnike uygulanır.
*Sokulan ve ısırılan bölge antiseptik bir madde veya sabunla temizlenir.
*Kanatma işleminde kesi uzvun eksenine paralel gerçekleştirilir.
*Ağrıdaki azalmayla beraber zehrin de vücuttan uzaklaştığı anlaşılabilir.
*Küçük kesilerde (özellikle balarısı sokmalarında) kanamayı artırmak için sıvazlama,sıkma uygulanmamalıdır. Zira iğnenin ucundaki kese patlatılabilir. Önce kese bir cımbız ucuyla uzaklaştırılır.
*Balarılarının ``tek atımlık kurşunları``vardır.Sokmayla beraber zehir keselerini de vücutta bırakırlar.Dolayısıyla ince bir cımbız kullanarak iğne ve kesenin uzaklaştırılması gerekir.
*Yabanarısı birkaç yerden sokabilir. Her biri minik minik bistüri batırılarak kanatılıp,gerekirse hafifçe sıkılmalıdır.
*İmkan varsa ağrıyı azaltmak için ısırık veya kesi bölgesine buz tatbik edilebilir.
*Son aşamada kesi bölgesi yara bandıyla kapatılmalıdır